8. Sınıf Din Kültürü Ders Notları
8.Sınıf Zekât İbadeti

Zekat İbadeti
- Zekât, sözlükte temizlenme, çoğalma, bereket, gelişme gibi anlamlara gelir.
- Terim olarak ise zengin Müslümanların yılda bir kez malının veya parasının belli bir miktarını Allah rızası için ihtiyaç sahiplerine vermesidir.
- Zekât, İslam’ın beş temel esasından biridir. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v. ) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Müslim, İman, 21.)
Zekatın Önemi
- Kur’an-ı Kerim’de zekâtın zorunlu olduğunu belirten pek çok ayet vardır. Bunların birinde“ Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.” (Bakara suresi, 43. ayet.) buyrulur.
- Başka bir ayette de; “Onları, ticaret de alışveriş de Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.” (Nûr suresi, 37. ayet.) buyrularak zekâtın önemine dikkat çekilmiştir.
Zekât vermekle yükümlü kimseler?
Bir kimsenin zekât vermekle yükümlü olabilmesi için bazı şartlar vardır. Bu şartlar şunlardır:
- Zekât verecek kişinin Müslüman olması gerekir.
- Zekât verecek kişinin akıllı ve ergenlik çağına girmiş olması gerekir.
- Zekât verecek kişinin malını dilediği gibi kullanma ve harcama hakkına sahip olması gerekir.
- Zekât verecek kişinin dinimizce belirlenen zenginlik ölçüsüne sahip olması gerekir.
- Zekât ve fıtır sadakası verebilmek, hacca gidebilmek, kurban kesebilmek ve diğer bazı mali ibadetleri yerine getirebilmek için Allah (c.c.) ve Resulü tarafından belirlenen mali yeterlilik ve zenginlik ölçüsüne nisab denir.
- Borçlarının ve temel gereksinimlerinin dışında, sermayesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen nisap miktarı mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır. (MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 282.)
Temel ihtiyaç maddeleri insanın hayat ve hürriyetini korumak için muhtaç olduğu şeylerdir. Bir Müslüman’ın kendisi ve ailesinden bakmakla yükümlü olduğu kimselerin yeme, içme, barınma, giyinme, sağlık, eğitim, ulaşım gibi giderleridir. Bu nedenle temel ihtiyaçlar kapsamına giren malların zekâtı verilmez.
Zekâtı verilmesi gereken mallar ve nisab miktarları nelerdir?
Zekâtı verilmesi gereken mallar ve nisap miktarları dinimiz tarafından belirlenmiştir. Buna göre;
- Altın: Nisab miktarı 80,18 gramdır. Kırkta bir oranında zekâtı verilir.
- Nakit para ve ticaret malları: Nisab miktarı, 80,18 gram altının karşılığıdır. Kırkta bir oranında zekâtı verilir.
- Küçükbaş hayvan: Nisab miktarı kırktır. Zekât oranı kırkta birdir.
- Büyükbaş hayvan: Nisab miktarı otuzdur. Zekât oranı otuzda birdir.
- Deve: Nisab miktarı beştir. Her beş deve için bir koyun ve keçi zekât verilir.
- Toprak ürünleri: Sulama, gübreleme gibi masraflar yoksa onda bir, varsa yirmide bir oranında verilir.
- Madenler: Çıkan maddenin miktarına bakılmaksızın beşte biri oranında zekât
verilir.
Altın, gümüş, nakit para, ticaret malları | 1/40 |
Koyun ve keçi | 1/40 |
Sığır ve manda | 1/30 |
Deve | Her beş deve için bir koyun veya keçi |
Madenler | 1/5 |
Toprak ürünleri | 1/10 |
Zekât kimlere verilir?
Zekâtın kimlere verileceği Tevbe suresinin 60. ayetinde belirtilmiştir: “Sadakalar (zekâtlar) Allah’tan bir farz olarak ancak yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslam’a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pekiyi bilendir, hikmet sahibidir.”
Bu ayette belirlenen zekât verilecek kimseleri şöyle açıklayabiliriz:
- Yoksullar: Nisap miktarından daha az malı olan muhtaç kimselerdir. Bunlara fakir
de denir. - Düşkünler/Miskinler: Hiçbir malı veya geliri bulunmayan çok zor durumda olan
kimselerdir. - Zekât toplayan memurlar: Devlet adına zekâtı toplamakla görevli kimselerdir.
- Gönülleri İslam’a ısındırılacak olanlar: Müslüman olmadığı hâlde İslam’a ısındırılmak istenen kimselerdir.
- Köleler: Özgürlüğü elinden alınmış kimselerdir.
- Borçlular: Borçlu olup nisap miktarından daha az malı bulunan kimselerdir.
- Allah yolunda olanlar: İslam’ın yayılması ve öğretilmesi için çaba gösteren kimselerdir.
- Yolda kalanlar: Memleketinden uzakta herhangi bir nedenden dolayı parasız ve çaresiz kalan kimselerdir.
Zekât kimlere verilmez?
Zekâtın verilmesinin câiz görülmediği kişi ve gruplar şunlardır:
- Zenginler,
- Müslüman olmayanlar,
- Hz. Peygamberin yakınları,
- Aile içinde karı koca birbirlerine,
- Anneye, babaya, büyükbaba ve büyükanneye,
- Anne ve baba, kendi çocuklarına ve torunlarına zekât veremez.
Zekât verirken dikkat edilmesi gereken durumlarla ilgili Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetler şunlardır:
- “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rableri katında mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Bakara suresi, 262. ayet.)
- “Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).” (Bakara suresi, 263. ayet.)
- “Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın… “ (Bakara suresi, 264. ayet.)
- “Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmına da kefaret olur. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Bakara suresi, 271. ayet.)