9. Sınıf Din Kültürü Ders Notları
5.Ünite Gönül Coğrafyası Konu Anlatımı

- Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi 5.Ünite Gönül Coğrafyamız Ünitesini 3 Konu Başlığı Altında İnceleyeceğiz. Başarılar Dileriz. 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Gönül Coğrafyası Konu Anlatımı
- İslam Medeniyeti ve Özellikleri
- İslam Medeniyetinin Farklı Coğrafyalardaki İzleri
- Kuran’dan Mesajlar: Hucurât Suresi 13. Ayet
5.1. İslam Medeniyeti ve Özellikleri
- İslam Medeniyeti Yüce Allah’ın insanlara gönderdiği dinin ortak adı olan İslam, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ile tamamlanmıştır.
- Kur’an-ı Kerim’de yer alan “… Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim , size nimetimi tamamladım , sizin için din olarak İslam’ı seçtim…”(Mâıde suresi, 3. ayet) ayeti bu gerçeği ifade etmektedir.
- Peygamberler tarihi aynı zamanda medeniyet tarihidir. Çünkü peygamberlerin Allah’tan (c.c.) getirdiği bilgi ve mesajlar insanlara yüce bir medeniyet anlayışı aşılamış, onları yeryüzünü en güzel şekilde imar etmeye teşvik etmiştir.
- İslam’ı benimseyen ve bu dini bir yaşam tarzı hâline getiren Müslümanların, tarih boyunca farktı coğrafyalarda ortaya koydukları maddi ve manevi birikimlerin tümüne “İslam medeniyeti” denir. İslam medeniyetinin kaynağı vahiydir. Bu kaynaktan neşet eden bilgi ve irfan zamanla sanattan edebiyata, mimariden el sanatlarına, sözden müziğe Müslüman toplamların tüm eserlerinde kendini göstermiştir.
- İslam medeniyetinin oluşmasında özellikle Türk, Arap, Fars ve Hint kültürlerinin katkısı olmuştur. Müslümanlar, millet ve ümmet kavramlarını da İslam medeniyet kavramıyla ilişkili olarak kullanmışlardır.
- İslam milleti ya da İslam ümmeti denince, İslam medeniyetinin içine aldığı tüm milletlerin ruh ve ülkü birlikteliği de anlaşılır. İslam medeniyeti, oluşum sürecinde hem diğer medeniyetlerin birikimleriyle etkileşim içinde olmuş hem de kendi özgün yapısıyla farklı coğrafyalardaki medeniyetleri etkilemiştir.
- Farklı alanlarda kendine özgü bakış açısıyla yeni ürünler ortaya koymuştur. Bu medeniyet kuruluşundan itibaren tarihin her döneminde insanların çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan ilim, sanat, siyaset, hukuk ve eğitim gibi alanlarda kurum, kavram ve düşünme biçimlerini inşa etmiştir.
- Vahyin ulaştığı her coğrafyada İslam medeniyetinin izlerini görmek mümkündür. İslam medeniyeti, Emeviler döneminde oluşum sürecine girmiş, Abbasiler döneminde gelişmiş, Selçuklular döneminde bu gelişim devam etmiş, Osmanlı döneminde ise kurum ve kuruluşlarıyla en parlak devrini yaşamıştır. İslam medeniyetinin mimari, edebiyat, sanat, matematik, astronomi, tıp vb. alanlarda ortaya koyduğu örnekler oldukça fazladır.
- Farabi, İbn Sina, Biruni, Harezmî, İbn Rüşd, İbn Haldun gibi ilim adamları kendi dönemlerinde, felsefe, mantık, matematik, tıp, astronomi gibi alanlarda tüm dünyaya zengin ilmi ürünler sunmuşlardır.
5.2. İslam Medeniyetinin Farklı Coğrafyalardaki İzleri
- İslam, doğduğu coğrafyadan dünyanın farklı yerlerine ulaşmış ve oralarda yaşayan insanlar İslam’ın inanç ve ahlak ilkelerini benimseyerek Müslüman olmuşlardır.
- Bu sebeple Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında çok geniş bir coğrafyada İslam medeniyetinin izlerini görmek mümkündür. İslam medeniyeti, Farklı coğrafyalarda ve birbirinden Farklı kültürlere sahip insanlar tarafından oluşturulduğu için zengin bir medeniyet olmuştur.
- İslam medeniyetinin tarihî birikimlerini özellikle şu coğrafyalarda daha çok görebiliriz: Hicaz bölgesi, Kudüs ve çevresi, Şam ve Bağdat bölgesi, İran, Horasan, Türkistan ve Mâverâünnehir Bölgesi, Hint Alt Kıtası, Anadolu ve Balkanlar, Kuzey Afrika (Mısır ve Mağrip Bölgesi), Endülüs.
- İslam medeniyetinin derin izlerinin bulunduğu bu yerler, bütün Müslümanlar için ortak bir gönül coğrafyasıdır. Anadolu’da yaşayan Müslümanlar olarak bizler bu coğrafyalarla gönül birlikteliğimizi ve iletişimimizi günümüzde de sürdürürüz.
- Buralarda yaşayan Müslümanların sevinçleriyle mutlu olur, dertleriyle dertleniriz. Her fırsatta birbirimizle gönül köprüleri kurup, tarihin kalıcı izlerini geleceğe taşıma konusunda ortak tutum sergileriz.
- Sultan Alparslan ise Anadolu’ya yaptığı seferlerle bu toprakların İslamlaşmasını sağlamıştır. İmam Ebu Hanife, İmam Şaî, İmam Malik, İmam Eşari, İmam Maturidi, İmam Gazali, Hoca Ahmet Yesevî, Mevtana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş Veli gibi âlimler de eserleri ve yetiştirdikleri öğrencileri vesilesiyle İslam medeniyetinin sağlam temeller üzerinde yükselmesini sağlamışlardır. İslam medeniyetinin Anadolu ve Balkanlara taşınmasında Horasan ve Anadolu erenlerinin de önemli katkısı olmuştur.
5.2.1. Hicaz Bölgesi
- İslam, Arap Yarımadası’nda Hicaz bölgesinde ortaya çıkmış ve buradan dünyaya yayılmıştır. Arap Yarımadasının batısında Kızıldeniz, güneyinde Hint okyanusu ve doğusunda Basra Körfezi bulunmaktadır.
- Kuzeyden Şam-lrak bölgelerine bitişiktir. Mekke ve Medine, Hicaz bölgesinin en önemli iki şehridir. Mekke’de bulunan Kabe Müslümanların kıblesidir ve yeryüzünde Allah’a ibadet amacıyla yapılan ilk mabettir.
- Medine ise Hz. Peygamberin hicret sonrası yerleşerek İslam devletini kurduğu şehirdir. Hicret öncesi adı Yesrib olan bu şehir, Hz. Peygamberin buraya gelişiyle birlikte “nurlanmış şehir” anlamına gelen Medinetü’l Münevvere adıyla anılmaya başlamıştır.
- Medine kelimesiyle medeniyet kavramı aynı kökten gelir. Medine şehri, İslam medeniyetinin sonraki gelişimine bir model olmuştur. İslam dünyasından pek çok âlim Hicaz bölgesine hac ve ilim yolculukları yapmış hayatlarının belli bir dönemini ya da tamamını burada geçirmişlerdir.
- Günümüzde de İslam dünyasının dört bir tarafından buraya hac ve umre yolculukları yapılmakta, Mekke ve Medine bütün Müslümanlar için merkezi konumunu devam ettirmektedir.
5.2.2. Kudüs ve Çevresi
- Tarihi çok eskilere dayanan Kudüs şehrinin ismi kelime olarak, bereketli ve mukaddes gibi anlamlara gelir. Hem çevresi hem de bünyesinde bulunan Mescid-i Aksâ nedeniyle Kudüs, İslam medeniyetinin en önemli dinî ve kültürel havzalarındandır.
- Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen pek çok peygamberin Filistin ve Kudüs ile bağlantısı vardır. Hz. İbrahim (a.s.), Hz. İshak (a.s.), Hz. Yakup (a.s.), Hz. Davud (a.s.), Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. İsa (a.s.) bu peygamberlerdendir.
5.2.3. Şam ve Bağdat Bölgesi
- Diğer adı Dımaşk olan şam şehri, Şam beldeleri (Bilâd-ı Şam) olarak bilinen Suriye, Filistin, Lübnan ve Ürdün bölgelerinin merkezidir. Bölge, Hz. Ömer (r.a.) zamanında Halid bin Velid (r.a.) komutasındaki İslam ordusu tarafından fethedildi ve bu tarihten itibaren İslam medeniyetinin önemli bir havzası oldu.
- Şam daha sonra Emevî devletinin başkenti olarak önemini sürdürdü. Bu dönemde inşa edilen Emevi Camii İslam dînî mimarisinin günümüze kadar ayakta kalan en eski ve en güzel örneklerinden biridir.
İran, Horasan, Türkistan ve Mâverâünnehir Bölgesi
- Ömer (r.a.) zamanında İslam topraklarına katılan İran ve Horasan bölgesi İslam medeniyetinin önemli havzalarındandır. İran, İslam medeniyetine hem kültürel hem de ilmi açıdan önemli katkılar sunan bir coğrafyadır.
- Güneşin doğduğu yer anlamına gelen Horasan; Nişabur, Merv, Belh, Herat gibi önemli tarihî şehirlerin yer aldığı bir bölgedir. Günümüzde Afganistan. Tacikistan ve Iran gibi ülkelerin topraklarında yer alan bu bölgedeki nüfusun büyük çoğunluğu Türklerden oluşmaktadır.
- Büyük su Mevlânâ Celaleddin Rumi, Belh şehrinde doğmuş, daha sonra Anadolu’ya göç etmiştir. Horasan bölgesi özellikle kendine özgü bir tasavvuf anlayışıyla öne çıkmış, bu bölgeden Anadolu ve Balkanlara geçen pek çok derviş İslam dininin geniş bir coğrafyaya yayılmasına katkı sağlamıştır.
Hint Alt Kıtası
- Hindistan ve Pakistan’ı kapsayan bu bölge İslam medeniyetinin izlerini taşır. Dünya ninen kalabalık ülkelerinden biri olan Hindistan, Endonezya ve Pakistan’dan sonra dünyada en çok Müslümanın yaşadığı ülkedir.
- Bu coğrafyanın İslam’la tanışması 7. yüzyılda Arap tüccarların bu ülkeye yaptıkları ticari seferler neticesinde olmuştur. Abbasiler döneminde yapılan fetihler sonucunda İslam, Hindistan topraklarında yayılmaya başlamıştır.
Anadolu ve Balkanlar
- 1071 yılında Sultan Alparslan’ın Malazgirt zaferi ile kapıları Türklere açılan Anadolu, Türk-İslam medeniyetinin geçmişten günümüze en önemli havzalarının başında gelmektedir. Yüzyıllar boyunca İslam hilafetinin başkenti olan İstanbul üç kıtanın birleştiği, dünyanın en önemli şehirlerinden biridir. İslam sanatlarının ve mimarisinin en güzel örnekleri bu şehirde verilmiştir.
- İstanbul dışında Edirne, Bursa, Konya, Erzurum, Diyarbakır gibi şehirler de İslam medeniyetinin önemli kültür şehirlerdir.
Kuzey Afrika (Mısır ve Mağrip)
- Mağrip, Mısır’dan Atlantik Okyanusu’na kadar uzanan Kuzey Afrika bölgesine verilen isimdir.
- Günümüzde bu coğrafyada Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya devletleri bulunmaktadır. Endülüs (İspanya) Mısır’ın batısında yer almasından dolayı Mağrip coğrafyasına dâhil edilmektedir.
- Mağrip’in fethi Hz. Ömer (r.a.) zamanında Amr b. Âs komutasında Mısır’dan başlamıştır.
- Afrika’nın ortalarına doğru ilerleyen Müslümanlar bugünkü Libya’nın batı bölgeleriyle, Tunus ve Fas’ı içine alan bölgeyi Ukbe b. Na komutasında fethettiler.
- Ukbe b. Nâ. Tunus’ta Kayrevan şehrini kurarak burayı Mağrip’in İdarî merkezi yaptı.
- İslâm hâkimiyeti boyunca Mağrip’te birçok emirlik ve devlet kuruldu.
Endülüs
- Endülüs, İber Yarımadasına (İspanya ve Portekiz) Müslümanlar tarafından verilen isimdir.
- En önemli şehirleri, Kurtuba, Gırnata ve İşbiliye’dir. Yarımadanın fethi 8. yüzyılda Emevi komutanlarından Tarık b. Zıya d tarafından başlatılmıştır.
- Bölge 15. yüzyılın sonuna kadar İslam medeniyetinin Avrupa’daki merkezi olmuştur. Pek çok mimari ve ilmi eserin hayat bulduğu bölge, ortaya çıkan iç karışıklıklar sebebiyle çok sayıda devlete bölünmüştür.
- Son olarak 1492’de Beni Ahmet Devleti’nin de yıkılmasıyla burada İslam hâkimiyeti son bulmuştur. Hristiyanların bölgeye hâkim olmasından sonra Endülüs’teki İslam medeniyetine ait izler silinmiş, eserler yok edilmiş, camiler kiliseye çevrilmiştir.
- Müslümanların burada yaşaması da mümkün olmamıştır. Buradan ayrılmak zorunda kalan Müslümanlar ve Yahudiler Osmanlı gemileriyle Anadolu ve Afrika’ya taşınmıştır.
Kuran’dan Mesajlar: Hucurât Suresi 13. Ayet
- Kur’an’dan Mesajlar: Hucurât Suresi 13. Ayet “Ey insanlar! Sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerliniz en takvalı olanınızdır. Allah her şeyi bilmektedir ve her şeyden haberdardır” (Hucurât suresi, 13. ayet.)
- Hucurât suresi, Medine’de indirilmiştir. On sekiz ayettir. Bu surede Hz. Peygambere (s.a.v.) karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğreten edep kurallarından ve müminlerin birbirlerine karşı ilişkilerini belirleyen tem el ahlak ilkelerinden bahsedilir.
- Peygambere (s.a.v.) gösterilen edebin, kulu Allah’a (c.c.) yaklaştıracağı vurgulanır. Surenin on üçüncü ayeti tüm insanlara hitap etmekte ve tem el bir kuralı hatırlatmaktadır.
- Yüce Allah insanları Hz. Âdem (a.s.) ve eşi Hz. Havva’nın çocukları olarak yaratmış ve onlar çeşitli kavimlere ve kabilelere ayırmıştın bu farklılıklar çatışma, savaş ve ayrılık sebebi değil bilakis tanışma ve kaynaşma vesilesidir.
- Yeryüzündeki insanların ırk, dil ve renk gibi maddi çeşitlilikleri ile kültür, örf ve âdet gibi manevi çeşitlilikleri Allah’ın (c.c.) yaratmasındaki zenginliğin ve güzelliğin bir yansımasıdır.
- İslam’da insanın Allah (c.c.) katındaki değer ve üstünlüğü sahip olduğu takva iledir. Takva, Yüce Allah’ın emirlerine uyma ve yasaklarından sakınma konusundaki titizlik ve kul olma bilincidir.
- Bu bilinç sayesinde insan sorumluluklarına uygun güzel davranışlar sergiler. Takva, Allah’ın (c.c.) her şeyi bildiğinin ve her şeyden haberdar olduğunun bilinciyle yaşamaktır.
- Bu bilinçle yaşayan bir insan kendi üzerinde güçlü bir öz denetim sağlar ve geçici olan ile ebedî olanın ayrımına varır. Böylece hem dünyasını hem de ahiretini ihya eder.
Diğer Ders Notları İçin Tıklayınız